Ertuğrul Özkök | Vaktin Ruhu
Fotoğrafını gördüğünüz kişinin ismi Mahmud Hüseyin…
Kendi cemaati içinde resmi unvanı şöyle:
“İhvan-ı Müslimin Genel Mürşid Vekili…”
Hepimizin bildiği lisanla söylersek;
Müslüman Kardeşler örgütünün Türkiye’deki en üst seviye lideri…
Bugünlerde yanıtı aranan soru şu:
Mahmud Hüseyin hâlâ Türkiye’de mi…
Yoksa hudut dışı mı edildi…
Mahmud Hüseyin
Erdoğan’ın Mısır dönüşü patlayan haber
Olay 20 Şubat 2024 günü patladı.
Birçok internet sitesinde şöyle bir haber çıktı:
“Müslüman Kardeşler örgütünün Türkiye’deki liderinin vatandaşlık hakkı geri alındı.”
O haberden öğrendik ki Orta Doğu’da İhvan ismi verilen Müslüman Kardeşler örgütünün Mısır yapılanmasındaki en değerli ismi Türkiye’de yaşıyormuş ve kendisine TC vatandaşlığı verilmiş.
Yani Mısır’ın “terörist” ilan ettiği bir örgütün temsilcisi…
Zamanlamaya dikkat:
Haber, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır’a yaptığı resmi seyahatten dönüşünde patladı.
İddia şu: İhvan örgütünün 50 mensubu hudut dışı edilmiş
İnternet haber sitelerinde çıkan haberlere bakılırsa, karar, Erdoğan’ın Mısır ziyaretinden evvel alınmış.
Doğruysa manası şu.
Demek ki bu Mısır’a ziyaretin ön koşullarından biriymiş.
Bu mevzuda en detaylı haber Independent gazetesinin Türkçe servisinde yayınlandı.
Oradaki bilgileri özetlersek;
Haberlerin kaynağı Türkiye’deki İhvan’a yakın kaynaklarmış
(*) Bu haberin kaynağı, Türkiye’de İhvan örgütüne yakın kaynaklarmış.
(*) Londra merkezli Arap gazetesi Şarkul Avşat’ın edindiği bilgilere nazaran, İhvan’n 50’ye yakın üst seviye örgüt yetkilisi 2022 yılında 400 bin dolarlık gayrimenkul edinmesi karşılığında TC vatandaşlığı almıştı ve İstanbul’da oturuyordu.
(*) İşte bu İhvan örgütünün 50 mensubunun vatandaşlıkları iptal edilmiş.
(*) Halbuki geçtiğimiz yıllarda “Türkiye’nin Müslüman Kardeşler örgütü mensuplarına hudut dışı edilmeyecekleri konusunda garanti verdiği” yolunda birçok haber çıkmıştı.
Haberlerin üzerinden 10 gün geçti, Ankara’dan açıklama yok
Altını ihtimamla çizerek tekrar edeyim.
Bu yazdıklarım, Türkiye’de çeşitli internet sitelerinde yayınlanan haberlerden topladığım bilgilere dayanıyor.
20 Şubat’ın üzerinden 10 gün geçti.
Bugüne kadar bu hususta Türkiye’den resmi hiçbir açıklama yapılmadı.
Yani bu haberler ne yalanlandı…
Ne de doğrulandı.
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir televizyon kanalının Gazze konusundaki yayınlarına bile yalanlama yapan İrtibat Başkanlığı Dezenformasyon Dairesi, bugüne kadar rastgele bir açıklama yapmadı.
Erdoğan, Mısır dönüşü uçakta
Niye açıklama yok? İki mümkün yorum
İki ihtimal var:
(*) Ya bu haberler hakikat lakin seçim öncesinde radikal İslami kısımdan gelecek yansılardan çekinildiği için bir açıklama yapılmıyor.
(*) Ya da yanlışsız değil lakin bu türlü bilinmesi Ankara’nın işine geliyor.
Müslüman Kardeşler örgütü, Mısır, Körfez ülkeleri, Suriye ve Tunus’ta ağır darbeler alıp sahneden çekilince, örgütün yönetici kesitleri yurtdışına çıkmıştı.
Yurt dışındaki İhvan ise Londra ve İstanbul kolu olarak ikiye ayrılmıştı.
Londra kümesinin başında Salah Abdülhak adında bir örgüt mensubu varken, İstanbul gurubunun başında ise vatandaşlık hakkının iptal edildiği argüman edilen Mahmud Hüseyin bulunuyordu.
O bakımdan Erdoğan’ın Mısır dönüşü çıkan bu haberler çok değerliydi.
Çünkü İhvan’ın yurt dışından sürdürdüğü savaşının en değerli direniş merkezi İstanbul’du.
Son vakitlere kadar İstanbul’da 7-8 televizyon kanalları vardı.
BAE kaynaklı gazete: Daha çok akademisyen ve medya mensubu
Önemli bir detay:
Bu mevzudaki birinci haber, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli Al Arabia gazetesinde ortaya atıldı.
BAE, Müslüman dünyada İhvan’a en düşman ülkelerden biri.
Onun haberinde daha da detaylı bir tez vardı.
İhvan’ın Türkiye’den hudut dışı edilen 50’ye yakın üyesinin birden fazla akademisyen ve medya mensubu bireylerdi.
Yani İhvan direnişinin entelektüel kanadı çöküyordu.
Aynı günlerde Suriyeli kaynaklardan bir haber
Buraya kadarki kısım Türkiye-Mısır bağlantılarını ilgilendiriyordu.
Ancak çıkan haberlerin asıl büyük yankısı Suriye başşehri Şam’da olmuştu.
Aydınlık gazetesinde okuduğum bir habere nazaran, Suriyeli muharrir ve analist Hasan Yusuf toplumsal medyada farklı bir paylaşım yapmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Lideri Esad’ın fotoğraflarını yan yana koyan Hasan Yusuf altına da şu yazmıştı:
“Sıra Suriyeli muhaliflerde. Suriye muhalefetinin Türkiye’den çıkarılması için bir Türkiye-Suriye mutabakatı geliyor.”
Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Kahire’deki İttihadiye Sarayı’nda Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve eşi Entissar Amer ile birlikte
Şam’a en yakın gazeteciden argüman: Sisi arabulucu olsun
Bu detaylı haberleri veren Aydınlık gazetesi dün enteresan bir tez daha yayınladı.
Haberi yazan gazeteci, “Şam kaynaklarına en yakın köşe yazarı” olarak tanım edilmiş.
İşte onun haberine nazaran, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Devlet Lideri Sisi’den Suriye idaresi ile Türkiye ortasında arabuluculuk yapmasını istemiş.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Şubat’ta Kahire’ye yaptığı resmi ziyaretten sonra birçok internet sitesinde yayınlanan haberler ve savlar bunlar.
Ve tekrar ediyorum, bütün bu haberlerle ilgili olarak Ankara tarafından yapılmış tek söz açıklama yok.
Erdoğan’ın mitinginde toplatılan Gazze pankartı ne manaya geliyor?
Buna karşılık somut bilgi olarak elimizde çok değişik bir imaj var.
Yazdığım bu haberlerden 4 gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sakarya’da yaptığı mitingde bir pankart apar topar toplatıldı.
Pankartın üzerinde şu yazıyordu:
“İsrail ile ticaret utancı sonlandırılsın…”
İhvan hudut dışı edilirken, İsrail’le ticaret devam ediyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün dünyaca taktir edilen pragmatizmi bir defa daha kendini gösteriyordu.
Hamas’ın gerisinde yalnızca iki devlet ve bir kabile var
Hamas şu an Orta Doğu’da etkin ve ayakta kalabilmiş tek İhvan, yani Müslüman Kardeşler tandanslı örgüt.
Dünyanın büyük çoğunluğu Gazze halkı ile güçlü bir dayanışma içinde lakin Hamas’ın ardında duran yalnızca iki devlet ve bir kabile var.
İran, Türkiye ve Yemenli Husiler…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Hamas’ı bir “Mücahid” örgüt olarak nitelemişti.
Ama çıkan bu haberler doğruysa, Türkiye’nin uzun müddettir devam eden “İhvan destekçiliği” de artık sıkıntı bir periyoda giriyordu.
Bu da Hamas’ın durumunu zorlaştıracak gelişmelerden biri…
Tam da bugünlerde toplumsal medyada değişik bir Cemal Abdünnasır videosu
İşte tam da bu günlerde, bundan 60 yıl evvel Mısır’da kaydedilmiş bir görüntü, Türkiye’de de tekrar paylaşılmaya başlandı.
Bu görüntü Mısır’ın bugüne kadarki en tarihi ve efsane başkanı olan Cemal Abdünnasır’ın bir salonda kalabalık bir dinleyici kümesine yaptığı konuşmaydı.
Nasır, o konuşmasında 1953 yılında Mısır İhvan’ın o günkü başkanı ile yaptığı konuşmayı anlatıyor.
Size o konuşmayı özetliyorum:
Cemal Abdünnasır
İhvan lideri benden ne istedi biliyor musunuz?
“1953 yılında biz samimi olarak hakikat bir yolda yürümeleri için Müslüman Kardeşler’le iş birliği yapmak istiyorduk.
Müslüman Kardeşler’in Cemaat Lideri ile bir görüşme yaptım.
Bana istedikleri şeyleri söyledi.
Ne istedi biliyor musunuz?
Bana dedi ki; ‘Önce Mısır’da bayanlara peçe takmayı zarurî hale getirmelisin. Mısır’daki her bayana sokağa örtünerek çıkmalarını ve gün battıktan sonra sokağa çıkmamalarını emretmelisin.’
Sokaktaki her bayana yani…
(Bu ortada salonda bulunan kimi bayanlardan ‘O gidip kendi örtünsün’ kelamları geliyor.)
Beyefendi sizin kızınızın başı açık, evvel onu kapattırın
Ona şunu söyledim:
‘Bana nazaran her bayanın tercihini serbestçe yapma hakkı vardır.’
O ise bana şu karşılığı verdi:
‘Hayır, hükümetin başı olarak bu kararı onlar değil, senin vermen lazım.’
Gülerek şöyle dedim:
‘Beyefendi, sizin Tıp fakültesinde okuyan bir kızınız var. Başı açık. Neden evvel onu örtünmeye zorlamıyorsunuz? Siz bir tek bayana, üstelik kendi kızınıza bunu zorla yaptıramıyorsanız, benim 10 milyon Mısırlı bayana bunu yaptırmamı nasıl isteyebilirsiniz?’”
Nasır’ın cenazesinde 5 milyon kişi vardı, en önde de kadınlar
Cemal Abdülnasır 28 Eylül 1970 günü öldü…
O gün Paris’te öğrenciydim.
Ölümünün Mısır toplumunda yarattığı etkiyi televizyonlarda günlerce izledim.
Cenazesine 5 milyon kişi katıldı.
Ve Mısırlı bayanlar en ön saflardaydılar.
14 Şubat günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kahire’de el sıkıştığı Mısır Devlet Lideri Sisi’nin geçmişinde bu türlü bir konuşma vardı.
Türkiye’den hudut dışı etmesini istediği İhvan ise bu başta bir örgüttü…
Tahrir Meydanı’nı kaybeden Rabia işareti, son kalesinden de çekiliyor
Mısır Müslüman Kardeşler örgütü, geçtiğimiz yıllarda siyasetten çekildiğini açıkladı.
Yukarda anlattığı haberler gerçek ise eğer…
İhvan’ın İstanbul’a ricat eden son “Mücahidleri” de tarih sahnesini terk etmeye hazırlanıyor.
O yüzden çok merak ediyorum ve Ankara’dan resmi bir açıklama bekliyorum.
O mor kravatlı, mor mendilli adam bugün nerede?
Hala İstanbul’da mı yaşıyor?
Yoksa bulabildiyse öbür bir ülkede mi…
İstanbul’da yaşıyorsa muhatabı kim?
Türkiye Cumhuriyeti Nüfus Yönetimi mi?
Yoksa Göçmenler Dairesi mi…