Diyarbakır’da bedeninin yüzde 99’u felç olan 32 yaşındaki Yılmaz Anar, hakkındaki mahpus cezası nedeniyle cezaevine götürülmek isteniyor. Anar’ın ailesi, infazının ertelenmesi için yetkililere davette bulundu.
Diyarbakır’da yaşayan Yılmaz Anar, iki yıl evvel geçirdiği bir kazada önemli biçimde yaralandı. Bedeninin yüzde 99’u felçli kalan Anar, büsbütün yatağa bağımlı bir yaşama mahkûm oldu. Kendi temel gereksinimlerini bile karşılayamaz durumda ve yakınları tarafından mama ile beslenebiliyorken, felç olmadan iki yıl evvel işlediği tez edilen “tehdit” cürmünden dolayı 3 yıl 4 ay mahpus cezasının infazıyla karşı karşıya.
Sadece gözlerini açıp kapatabiliyor
Amida Haber’den İlyas Akengin‘in haberine nazaran, Yılmaz Anar’ın ailesinin yaşadığı konuta sabah saatlerinde polis grupları gelerek, cezanın infazı için cezaevine götürmek istedi. Dayısı Fırat Özkan: “Vücudu çalışmıyor, el ayaklarını kullanamıyor. Yalnızca gözlerini açıp kapatıyor. Meskende teneffüs aygıtı var. Atak geçirdiği vakit nefesi kesiliyor. Yüzde 99 mahzur raporu var. Polisler sabah 07.00’da meskene geliyor. Fakat durumunu görünce cezaevine götürmüyorlar. Sonra öbür bir grup geliyor, onlar savcılık kararı olduğu için götürmeleri gerektiğini söylüyorlar.” dedi.
“Polis battaniye ile 7. kattan indirdi”
Dayısı Fırat Özkan’ın aktardığına nazaran, ikinci kere gelen takım, Yılmaz Anar’ın yürüyemediğini görünce, battaniyeye sarıp 7’inci kattaki konutundan araca taşıdı. Polis takımlarının Anar’ı denetim için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdüğünü belirten Özkan şunları söyledi: “Savcılık, cezaevine götürülmesini istiyor. Jandarma götürmek istiyor, infaz müdafaa memurları da, durumunun berbat olduğunu gördüğü için götürmek istemiyor. Saatlerdir bu bahiste belirsizlik var. Annesi İlknur Anar savcılığa gitti, oğlunun durumunu anlattı. Raporu da gösterdi, lakin nöbetçi savcı olduğu için bir şey yapamıyor. Annesine hastanede kalabilmesi için refakatçi kağıdı verildi. Artık Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin mahkum koğuşuna yatışı yapıldı. Bekliyoruz, ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
Fırat son olarak, “Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki tüm hekimler bu durum için seferber oldu. Onlara teşekkür ediyoruz” dedi.
