İstanbul Barosu’nun yeni liderinin seçileceği 52’nci Genel Şura Toplantısı’nda, adayların konuştuğu sırada İran’da Mahsa Jîna Amini‘nin ahlak polisi tarafından katledilmesini protesto etmek isteyen avukat Şerare Erfan’a, Divan Heyeti müsaade vermeyince gergin anlar yaşandı. Salonda bulunan avukatlar ise kürsü önüne gelerek Divan Şurası’na reaksiyon gösterdi.
Haliç Kongre Merkezi’nde devam eden İstanbul Barosu Genel Heyeti’nde gergin anlar yaşandı. Lider adaylarından avukat Elif Görgülü’nün konuşması sırasında kürsüye gelen İran asıllı avukat Şerare Erfan, Mahsa Amini’n öldürülmesi ile ilgili bir dakika konuşma yapmak istedi. Avukat Elif Görgülü, kendi konuşmasının son 1 dakikalık kısmında kürsüyü Şerare Erfan’a devretmek istediğini söyledi. Görgülü daha sonra, Erfan’ı kürsüye davet etti.
İstanbul Barosu Divan Şurası üyeleri ise bu duruma karşı çıktı. Divan Konseyi sözcüsü, gündeme nazaran şu anda adayların konuşmalarını yaptıklarını belirterek, “Kürsü işgali üzere bir konuşmayı kimse yapmamalıdır” dedi. Bunun üzerine, Divan Heyeti üyeleri ile salonda bulunan avukatlar ortasında gergin anlar yaşandı. Kürsü önüne toplanan avukatlar, Şerare Erfan’a müsaade verilmediği için Divan Heyeti üyelerini protesto ettiler.
Avukat Şerare Erfan, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. İstanbul Barosu avukatlarından olduğunu ve 1988’den beri Türkiye’de yaşadığını belirten Erfan, “Çok farklı bir durum var şu anda. Dünyanın bütün istikrarını değiştirebilecek bir ihtilal kelam konusu İran’da. Ben divandan başta yazılı bir dilekçeyle bana bu mevzuda bir hak tanımalarını istedim bir kelam vermelerini istedim, ‘Saçlarımı kesmek istiyorum’ dedim. Çok açık bir formda bunları dilekçemde yazdım. ‘Değerlendireceğiz’ dediler. ‘Ben o kürsüye çıkacağım ama’ dedim. Değerlendirmediler, kürsüye çağırmadılar” dedi.
İranlı avukat Erfan, kürsü önünde yaşanan gerginliğe ait de şu bilgileri paylaştı:
“İlk kere kürsüye gittiğimde konuşmama müsaade vermediler, mikrofonu kapattılar. İkinci kez olarak tekrardan çıktım, tekrardan mikrofonu kapattılar lakin o ortada sesimi yükselterek insanlara bunu anlatmaya çalıştım meslektaşlarıma ve saçlarımı kestim. Üçüncü sefer olarak sayın Elif Görgülü kendi mühletinden bana bir vakit tanımak istedi ve bana bir ileti gönderdi. ‘Ben senin arkandayım, senin kelamını kesmemeleri gerekiyordu. Ben kendi süremden sana müddet tanıyorum’ dedi ve beni davet etti. Kürsüye gitmeme karşın müsaade vermedi divan. Bunu halbuki bu Elif Hanım’ın müddeti ve onu kullanması onun yetkisinde olan bir şeydir. Buna karşın Elif Hanım’a da bu hakkı tanımadılar. Ben orada tekrar konuşmaya çalışırken ki öbür bayan avukatlarımız, bayan hakları konusunda daima çalışan, tanıdığım, bildiğim beşerler vardı orada. Orada takviye vermesine karşın oylamaya sunulmasını istememelerine karşın divan çok keskin bir halde Elif Hanım’a da bu hakkı vermedi. Ve benim yeniden mikrofonumun sesini kapattılar ve tekrardan benim konuşmam engellendi. Ve ‘Sonunda da size kelam vereceğiz, biz sizi sıraya koyduk’ dediler. Ben artık sıramı bekliyorum. Dördüncü kere olarak kürsüye tekrardan çıkacağım. Bakayım bu sıra ne vakit geliyor? Babana nasıl bir sıra tanıyacaklar. Ben konuşmamı yapacağım bir dakikayı geçmeyecek bir konuşma ve saçımı kesmek o kadar. Sırf İranlı bayan kardeşlerime, ‘Ben sizi duyuyorum, sizi görüyorum ve sizin yanınızdayım’ demek için. Bunu bütün dünya bayanları şu anda yapıyor. Parlamenterler yapıyor. Ses sanatkarları yapıyor. Türkiye’de de yapıldı. Üç gün evvel bir hoşluk müsabakasında o gencecik kızlar marş haline gelen bir müzik var şu an müzik var onun eşliğinde saçlarını kestiler. Ve çok enteresan ki oradaki divan bunlara müsaade verdi. Fakat İstanbul Barosu üzere bir divan buna müsaade vermedi.”
Avukat Şerare Erfan, daha sonra kürsüden okumak istediği lakin bir türlü müsaade verilmeyen bildiriyi okudu:
“Mahsa Jîna Amini 36 gün evvel baş örtüsünden saçı göründüğü için ihtilal muhafızları tarafından gözaltına alındı ve gözaltındayken dövülerek öldürüldü. Mahsa birinci öldürülen bayan değildi, lakin bardağı taşıran son damla ve ihtilal için kıvılcım oldu. 36 gündür İranlı bayanlar, gasp edilen hak ve özgürlükleri için sokakta ön saflarda uğraş ediyorlar. Hareketleri ihtilale dönüştü ve bu haklı çabalarında öldürülüyorlar. Dünya bayanları, İranlı bayanlarının yanında olduklarını göstermek için saçlarını kesiyorlar. Ben de İranlı kardeşlerime ‘Sizi görüyorum, sizi duyuyorum ve yanınızdayım’ demek için saçlarımı kesiyorum. Unutmayın dünyayı bayanlar kurtaracak.” (ANKA)
