CHP Bayan Kolları Genel Lideri Aylin Nazlıaka, Uygar Kanun hakkındaki tartışmalar ve bayanların yaşadığı hak ihlallerine ait; “8. torba yasa içerisinde bizim epey yıllık emeğimiz ve bizden evvelki kız kardeşlerimizin yüz yıllardır gelen çabasıyla elde etmiş oldukları hakların giderek gasp edildiği bir devirden geçerken iktidar, bizim uygar kanunla olan bütün kazanımlarımızı bir torbaya koyup, ağzını kapatıp çöpe atmak istiyor” dedi.
CHP Bayan Kolları Genel Lideri Aylin Nazlıaka, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ile TBB Bayan Hukuku Komisyonu’nun (TÜBAKKOM) düzenlediği Uygar Kanun Çalıştayı’na katıldı.
Nazlıaka’nın çalıştaydaki açıklamaları şöyle:
“Gerçekten giderek anayasasızlaştırıldığımız, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun kurulmaya çalışıldığı ve isminde adalet olan bir partinin iktidarında, adaleti mumla aradığımız bir süreçten geçerken sizlerin düzenlemiş olduğu bu aktifliğin farklı bir ehemmiyeti var. Zira sizler bayan hukukçular olarak birebir vakitte kendi ekmeğinizin de hengamesini verenlersiniz. Birebir vakitte bayan hukukçular olarak Türkiye’de her geçen gün gasp edilen bayanların haklarını savunanlarsınız. O yüzden zamanlaması ve içeriği prestijiyle da hakikat bir aktiflik olmuş.
“Bütün kazanımlarımızı bir torbaya koyup, ağzını kapatıp çöpe atmak istiyor”
8. torba yasa içerisinde bizim bu denli yıllık emeğimiz ve bizden evvelki kız kardeşlerimizin yüz yıllardır gelen gayretiyle elde etmiş oldukları hakların giderek gasp edildiği bir periyottan geçerken iktidar, bizim uygar kanunla olan bütün kazanımlarımızı bir torbaya koyup, ağzını kapatıp çöpe atmak istiyor. Gördük ki son taslakta, 8. yargı paketinin içerisinde yok. Bugün olmamasının nedeni bizlerin birlikte vermiş olduğu verdiği gayrettir fakat yarın olmayacağının da bir garantisi de yoktur. Yani bugün torba yasanın taslağında gözükmüyor fakat yarın öbür gün bunu komiteye getirmeyeceklerinin bir garantisi yok.
“Nafaka hakkı elde eden bayanların yarısını bile alamadığı bir ortamdan bahsediyoruz”
Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanı’nın bir açıklaması oldu, dedi ki ‘Tabii nafaka dediğimiz şey süresiz olmaz, bu mevzuda mağdur olan erkekler varsa onların açısından da bir kıymetlendirme yapmak lazım.’ Aslında bu ‘Ben bu işe bayanların açısından değil, erkeklerin açısından bakıyorum’ demek. Sanırsınız ki boşanan bayanların bir eli yağda bir eli balda. Ortalamada taban fiyatın yüzde 10’u bile olmayan bir nafaka bedelinden bahsediyoruz. Nafaka hakkı elde eden bayanların yarısını bile alamadığı bir ortamdan bahsediyoruz. Boşanmaya karar veren bir bayan en inançta olması gereken yerde, meskeninde de şiddete uğruyor ve ömrünü kaybediyor. Şunu çok düzgün biliyoruz ki boşanmaya karar veren bayan çok ağır ruhsal baskı altına sokuluyor. O yüzden arabulucuk ismi altında avukatlık ofisinde bir ortaya getirilmiş olan bayanla boşanmak istediği erkek ortasında o anda yaşanabilecek ortamların bayanları büyük bir risk altına atacağını her yerde çok net bir formda anlatmamız gerekiyor.
“30 büyükşehirimizin 5’inde bayan adayımız var”
Şu anda 30 büyükşehirimizin 5’inde bayan adayımız var. Tekrar vilayet bazında baktığımızda birçok vilayette bayan adayımız var. Totalde 19 milyon nüfusu yönetecek bayan adayımız var. Her biri seçimi kazandığı şartta 19 milyon nüfusu yönetecek ki bu her 4 şahıstan birisi manasına geliyor. Umuyoruz ki daha fazla bayanın toplumsal demokrat anlayışı, toplumsal cinsiyet eşitliğini anaakımlaştıran anlayışı inşa ettiği bir süreç yaşarız. Bizim genel merkez olarak hayata geçirmiş olduğumuz bir projemiz var, ‘Yaşam Hak’ projesi. 7/24 faaliyet gösteren bir davet merkezimiz var ve burayı arayan tüm kız kardeşlerimize fiyatsız hukuksal ve ruhsal dayanak, barınma gereksiniminin karşılanması, kimi yerde ticaret odalarıyla yaptığımız protokoller çerçevesinde istihdam imkanlarının sağlanması üzere birtakım hizmetler sunuyoruz. Zelzele bölgesinde, 11 vilayette ‘Yaşam Hak’ konteynerleriyle kız kardeşlerimize dayanak oluyoruz.”
